29 Mayıs 2012 Salı

NOTD: Renkli Gradient/Skittle Gradient Nails

Merhabalar yeniden! Finallerim bitti, o nedenle uzuunca bir süre rahatlama dönemindeyim. Ekime kadar tatil!! Haliyle blogumla daha fazla ilgilenebileceğim. Ve tabi zaman ayıramadığım diğer pek çok şeyle de. Ayrıca geçen Alman bir arkadaşımla konuşurken blogun Türkçe olduğunu söyleyince İngilizce olsa kendisinin de okuyabileceğini söyledi. Ben de o yüzden artık enternasyonel olma yolunda İngilizce de ekleyeceğim blog sonlarına :)

Bugünün manikürü başka bir gradient. Bu sefer tamamen renkli olanını denedim. Aslında yine istediğim gibi olmadı. Hem daha soft renkler hem de daha iyi karışmış görünüm istiyordum, ama hem çok canlı renkler seçtim kendimi tutamayıp hem de ojeler farklı markalardan olduğu için düzgün karışmadı. Normal süngerleme yöntemiyle yapılmış gibi oldu. Bu arada bu seferki gradient tekniği The Nailasaurus'tan yeni öğrendiğim şu teknik. Oldukça güzel sonuç veriyor ancak yapımı daha uzun ve zahmetli. Ve dediğim gibi, birbirine iyi giren ojeler lazım. İşte fotolar:

 İşte gördüğünüz üzere morla pembe iyi karışmadı, mavinin üzerine çok çıkmadı, maviyse çok sulu olduğundan yeşilin üzerinde kendini gösteremedi.

 Başparmağımın renkleri karıştı, güzeldi, ama nevresim izi oldu :D Evet bu manikürü dün akşam yaptım :$

Bu da sağ elim. Nispeten soldan daha düzgün ama hala mükemmel değil. 

Bunlar da kullandığım ojeler. Soldan itibaren Claire's 76, Pastel 85, Flormar M117, Flormar 446, Golden Rose 192 ve Flormar 424.

Hi everyone! This is my first post in English. I have decided to write in English, after I had a conversation with my German friends. I want also my blog to be an international blog. Because my first foreign language is German, sometimes I think and write in German grammer. I am really sorry about it. I hope you enjoy reading!

My exams are over, that's why I can write more than past. Today's mani is skittle gradient nails. I saw the tutorial in The Nailasaurus and decided to try. Actually I was expecting a better result; however, my nail polishes are different brands and they didn't mix well. I think I could have better results with same brands. 

Do you like gradient nails?

Evet nasıl buldunuz? Dener misiniz?

PS: Mehtap, Lea und natürlich Anna, dieses Post ist für euch. Ich hoffe dass es euch gefällt :)

24 Mayıs 2012 Perşembe

Pastel'den Parfümlü Ojeler!

Evet yaz geldi! Sonunda! Haliyle yaza özel koleksiyonlar da gün yüzüne çıkmaya başladı. Ancak benim için en heyecan verici olanı Pastel'den geldi. Parfümlü ojeler! Tırnaklar missss gibi koksun diye! Bugün İstiklal'i, Gratis'leri talan ettim ama hiç bir yerde henüz yoktu. Ya daha gelmemiş ya da duymamışlar bile. İnsanlara "Pastel'in parfümlü ojeleri geldi mi?" diye sorduğumda bazılarının suratlarındaki ifadeyi görmeniz lazımdı. Aynen şu şekildeydi:


Ehe, evet, baya aradıktan sonra Kadıköy'de bulabildim.Tüm renklerinden aldım. Tanesi 2 Liraydı. Buyrunuz:

 Soldan sağa hindistan cevizli, naneli, ananaslı, portakallı, greyfurtlu, çikolata-kahveli ve tarçınlı. Tarçınlımız top coat aslında oje değil. 

 Ve en büyük şok! Şişenin ufaklığına bakar mısınız? Görünce küçük dilimi yutacaktım. Kaç ml olduğu yazmıyor üzerinde ama "oldukça ufak". 

 Normal Pastel ojesinin üçte biri muhtemelen. Gerçi parfümlü olduğu için bir süre sonra özelliğini mi kaybeder de o yüzden mi ufak yaptılar bilemedim ki.

 Turuncumuz portakallı. Kremsi, opak tatlı bir turuncu.

Avuç içine sığıyor ama! Tatlı sevimli portakal. Bu renk denediklerim arasında. Kokusu aslında portakallı bulaşık deterjanı gibi :D

 Sarımız da pastel, açık aydınlık, kremsi yapıda opak bir oje.

 Ananası da denedim ve denediklerimden en başarılı kokuya sahip olanı. Ananas yer gibi!

 Greyfurtumuz da tatlı bir pembe, kremsi, opak.


 Hindistan cevizi de kırık beyaz, opak, kremsi. 

 Aslında bu kokusunu en merak ettiğim ama denemedim henüz :D

 Ve sezonun moda rengi mint yeşiline, nane kokusu olmayacaktı da ne olacaktı? İçinde altın rengi minik simler var. Yalnız kokusu diğer denediklerim kadar bariz belli değil.

 Mint yeşiline mint kokusu <3

 Çikolata kahvemiz de yine adına münhasır rengiyle karşımızda. İçinde minik gümüş simler var.

 Tırnaklarda bu ojeyle bir mocha içerken düşlesenize kendinizi. Mmm, her yandan çikolatalı kahve kokusu...

 Ve tarçınlı top coat'umuz. İnce inci beyazı renginin içinde minik altın rengi flakies. 

Aslında tarçın kokusundan hiç hoşlanmam. Ama seri öksüz mü kalacaktı, kanadı kırık mı olaydı? Hem de top coat sonuç olarak. Almazsam olmaz!

Ancak üç dört el yıkama sonrası kokular gitti :( Neyse buna da şükür!

Çok güzel ve farklı bir seri olmamış mı? Denediniz mi? Bence çok harika bir fikirdi. Pastel'e tebrikler, Türkiye'ye de parfümlü ojeleri taşıdığı için!

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Nail Art: Yeşil Gradient

Merhabalar! Uzun süredir yalnızca oje sürmekten sıkılmıştım, ancak adam akıllı bir nail art için de yeterli enerjim yoktu (tembelliğin gözü kör olsun!), bu nedenle en basitinden gradient yapmak istedim. Ne zamandır yapmıyordum. Neden yeşil ben de bilmiyorum. Canım onu çekti niyeyse. Haydi fotolara bakalım.

 Soldan sağa Flormar 424, Kalyon 228, Pastel 68, China Glaze Gussied Up Green ve China Glaze Atlantis. Ojeler aynı zamanda tırnaklarıma uygulama sırasına göre dizilmiş durumda.

Sonuç beni tatmin etti açıkçası. Çok hoşuma gitti. Tıpkı derin bir okyanus gibi. 

Siz nasıl buldunuz? Başka hangi renkle gradient yapmak ya da görmek istersiniz?

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Nimo Stylo'dan Sally Hansen Prabal Gurung Çekilişi

Evet efenim gün geçmiyor ki yeni bir çekiliş daha olmasın. Ama bu seferki çekilişimiz sevgili Nimo'cumdan. Sally Hansen ojelere tutkuyla bağlı kendisi bildiğiniz üzere. Bu nedenle de Sally Hansen'ın çıkardığı özel koleksiyon da Nimo Stylo'da olmayacak da nerede olacak??

Eğer bu güzelim iki renk sizin olsun istiyorsanız tek yapmanız gereken tam şuraya tıklamak yalnızca! Haydi bakalım şansınız bol olsun.

Yine söylüyorum: tık!

NOTD: China Glaze Tinsel Town

Ve yine fuardan alıp hala deneyemediğim ojelerin biriyle karşınızdayım. Bugünkü konuğumuz Tinsel Town.

 Tek kat Flormar 313 üzerine tek kat Tinsel Town. Koyu gri ve lacivert oje üzerinde de güzel durur diye düşünüyorum.

İnce siyah tabanda minik yuvarlak ve büyük altıgen gümüş simlerden oluşuyor. Simler oldukça yoğun, tek kat yetiyor.

Siz ne dersiniz? Sevdiniz mi?

17 Mayıs 2012 Perşembe

Flormar Yeni Sezon Ojeleri

Merhabalar! Geçen yeni açılan Trump Towers Mall'da dolanırken Flormar'a giresimiz geldi ve ben yine bir poşet ojeyle çıktım. Neyse ki kendimi tutabildim de sadece beş tane aldım. Bakalım sandıkta neler var?

 Bunlar Bahar-Yaz 2012 koleksiyonundan. Soldan sağa 446, 438 ve 449. Renkler tam kendilerini yansıtmamışlar, 446 daha parlak ve koyu bir leylak rengi, 438 çok daha canlı ve daha petrol mavisine dönük bir rengi var, 449 da burda göründüğü gibi kahverengi bir bordodan ziyade oldukça koyu bir mürdüm rengi. İçinde metalik gümüş simler de var.

Bu iki oje de yine yeni bir koleksiyon olan Jewel Gold'dan. Koleksiyonda 4 renk var ama ben bu ikisini daha çok sevdiğim için bunları aldım. Soldaki JG450 ve sağdaki JG452.

 Bu da 446 numaramız. Tırnaklarımda sanki mavi tonlu gibi görünüyor ama aslında hiç de öyle değil. Şişedekinden bile çok daha güzel bir renk.

Tırnaklarımda tek kat var sadece. Düşünün ne kadar opak bir oje. Kıvamı ve sürülüşü de çok rahat. İkinci ince bir katta renk tamamen oturuyor.

438 numara mor tonlu gibi dursa da, hayır değil. Kesinlikle değil. Turkuaza çalan petrol mavisi alt tonlu parlak bir mavi kendisi. Rengini bir türlü yakalayıp çekemedim. Ama çok güzel ve değişik bir renk. 

İşaret ve yüzük parmağımda tek kat, orta ve serçe parmağımda iki kat var. 446'ya göre daha sulu bir oje ama iki katta toparlanıyor. 

 449 numara inanılmaz güzel bir renk. Çok çok güzel bir mürdüm rengi. Hafif metalik gri simleri var. Yeme de yanında yatlık. Bunun da uygulaması 446 gibi çok rahat oldu.

Yine işaret ve yüzük parmaklarımda tek, orta ve serçe parmaklarımda iki kat var. Bu serinin hiç biri üç kat gerektirmiyor herhalde!

Ve benim asıl aşk yaşadığım renk. Aslında çok sıradan gibi durmasına karşın tırnaklarda öyle güzel öyle zarif öyle hafif duruyor ki! Bayıldım bayıldım! Flormar iyi ki JG450'yi yapmış! Ne diyeyim ki başka, kendiniz görüyorsunuz işte.

 Tırnaklarımda tek kat var. Evet sadece bir kat! O kadar yoğun ve bol pigmentli ki tek kat hayli hayli yetiyor. Sürümü inanılmaz kolay, yumuşacık. Hiç sorun yaşatmıyor. Her yönüyle müthiş bir oje.

 Bu da seriden aldığım diğer oje JG452. Bu da tıpkı kardeşi gibi kolay sürümlü ve bol pigmentli. Herhalde serinin tamamı böyle. Ben bayıldım! En kısa zamanda diğer iki ojeyi de ekleyeceğim depoma.

 Bu da yine tek katta tamamen opak oldu. Çok sevdim bu işi ben! Zaten bronz ojem de yoktu, bahaneyle onu da edinmiş oldum. 

Gördüğünüz gibi Flormar'ın yeni koleksiyonları çok başarılı. Hem pigmentasyon, hem sürüm, hem de renkler şahane! Ama bence en güzel ve değişik yani kapaklardaki değişiklik olmuş. Beyaz veya siyah kapaklar yerine ojenin renginde, hatta ojenin direk aynısı yapmışlar. Benim gördüğüm kadarıyla bunu yapan ilk firmalar. Çok da iyi yapmışlar. Hem görünümde bütünlük sağlanmış, hem eğlenceli olmuş, hem de kutudan oje ararken kolaylık sağlar. Tek tek çıkarıp bakmak zorunda değiliz artık. Umarım bundan sonra da böyle yapmaya devam ederler. 

Diyeceğim o ki, Flormar bu yazın yıldızı olacak sanki. Ne dersiniz?

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Karanlıkta Parlayan Oje: China Glaze Ghoulish Glow

Evvet işte karşınızda ağızları sulandıran bir oje! Halloween 2011 koleksiyonundan, karanlıkta parlayan, fosforlu Ghoulish Glow! Hani küçükken tavanlarımıza astığımız yıldızlar vardı ya gece parlayan, işte bu oje de aynı öyle. Yakından bakınca zaten içerisinde küçücük fosforlu parçalar var. Karanlıkta insanlara "Böö!" demek için biçilmiş kaftan. Facebook'ta DBMS Kozmetik sayfasında görür görmez "ben de ben de!" diye çığlık atıp, Derya Ablacığımın ofisine koşup aldığım harikulade bir top coat. Ancak fotoğraf makinemin ayarlarını düzeltemediğim için çok net fotoğraflar alamadım.

Tırnağımda iki kalın kat var. Hem de epeyce kalın. İnternette baktığım fotoğraflar çok daha belirgindi. Sorun ya benim makinede, ya da onlar çok daha fazla kat sürmüştü :D

Şişe karanlıkta böyle parıl parıl parlıyor. 


Bu da tırnaklarımdaki tek kat uygulanmış hali. O fosforlu parçaları ve sebep olduğu mat sarımsı rengi hafifçe fark edebiliyorsunuz. Ayrıca beyaz üzerinde de denemek lazım, belki daha iyi parlar o zaman.

Yakından daha da belli top coat. Şu an sol elimde Ghoulish Glow var, sağdaysa sadece Pool Party ve aradaki fark bariz ortada. Sol elim Shoking Pink'e döndü resmen.

Siz denediniz mi? Ne dersiniz, eğlenceli değil mi? :)

NOTD: China Glaze Pool Party

Merhabalar yeniden! Finallerimin büyük kısmını atlatmış olduğum için iki haftalık rahat dönemde blogla daha fazla ilgilenebileceğimi umarak sizleri selamlıyorum efenim. Bugünün ojesi güzellik fuarındaki indirim standında görüp vurulduğum, aslında pembeyle çok barışık biri olmadığım halde bu canlı fosforlu renge hayır diyemediğim bir oje. Gözlerimi kapayıp ellerimi uzattım ona. Şu yazıda yazdığım üzere kendisi Shocking Pink filan değilmiş. Tırnaklarıma sürünce daha belli oldu fark. Yine tahminlerime dayanarak kendisinin Pool Party olduğuna karar kıldım. Umarım yine yanılmamışımdır :D

İnanılmaz güzel rengi olan capcanlı neon bir pembe. Bitişi plastik, ancak iki gün kullanımdan sonra plastik görünümü gidiyor parlak oluyor. O hali de çok güzel.

Sokakta herkesin gözünü alan bir oje. Şişede bile "gel beni ye" diyor. Hele hele florasan ışıkta öyle güzel parlıyor ki, amanın. Gözler kamaşıyor!

Tırnaklarımda şu an dört kat var. Aslında üç kat sürmüştüm ama fotoğrafları ancak ikinci gün çekebildiğim için o plastikliği gitmişti, o nedenle bir kat daha sürdüm. Aslında iki katta bile opak oluyor, ama ben çok canlı istediğimden üçüncü katı sürdüm. Üçüncü katla dördüncü kat arasında fark yok. Baş parmağımın üzerinde başka bir oje var o yüzden onun görüntüsüne aldanmayın :D Birazdan onun yazısı gelecek. Büyük süpriz :D

Siz nasıl buldunuz? Bu kadar parlak bir renk sürer miydiniz?

2 Mayıs 2012 Çarşamba

DIY: Polimer Kil Takılar *şirin*

Merhabalar, merhabalar. Biliyorum ne zamandır yeni yazı yazamıyorum, suçluyum! Ama bunun sebebi birazdan sizinle paylaşacağım ufaklıklardı:) Durup dinlenmeden yaptım, yaptım, yaptım. Bence fena olmadılar. Tabi eve geldikten yatana kadar uğraşınca, fotoğraflarını da masa başında tek gözüm kapalı çekebildim. Haliyle kötü oldular, affedin:( Şimdi karşınızda işte şu tatlı şirin ufaklıklar!


Bu kolye ucunu Rolling Stones'un kullandığı logoya baka baka yaptım. Tam aynısı olmadı ama yine de fena değil:/ 

Bu dondurmam ilkine nazaran daha düzgün ve daha dondurmaya benzer oldu:D 

 Bu makaronun da kreması ilkine göre daha gerçekçi oldu:D

Bu da kendime yaptığım ilk hamburger denemem. Yanında paatisini de görüyorsunuz ^^ 

Bu da ikinci hamburger denemem. Bunu da erkek arkadaşımın kız kardeşi için yaptım. Yanında paatis kızartması ve milkshake küpeleriyle birlikte.

Bunlar da sevgili arkideşceğezlerime yaptığım cupcakeler:)) 

 Bu cupcakeler yukarıdakilerle aynı değil. Bu set de erkek arkadaşımın kız kardeşine:)

Bu pek sevimli pastacık dilimcikler de kolye küpe set.

Efenim gördüğünüz üzere yemeden içmeden çalıştım. Artık yakmıyorum takılarımı, evet başarabiliyorum bunu!:D Daha da kendimi geliştirmeyi düşünüyorum ama dur bakalım. Final dönemi geldi. Bir atlatayım şunları, oohh rahatlayacağım vallahi!

Siz nasıl buldunuz? Nesini beğendiniz, nesini beğenmediniz?