Böyle bir tempo içerisinde bırakın oturup bloga yazı yazmayı, fotoğraf çekmeyi, onları düzenlemeyi; adam akıllı oje bile süremiyordum. Zaten nail art hak getire. En son dönem başlamadan aztec tırnakları yapmıştım. Ondan sonra bir kere olsun nail art yapamadım. Bazen oje bile süremeden gittiğim oluyordu, bazen aynı ojeyle bir hafta gezmek durumunda kalıyordum. Zira her türlü boş vakitte yapılabilecek en zaruri eylem uyumaktı. Ben hayatımda hiç ders için sabahlamamışken uyumadan okula gittiğim oldu. Zaten uyku saatim 2-3 arası başlıyordu. Daha erken yatmak mümkün olmuyordu. Falan filan...
Ve dönem bitti. Aslında şu an ikinci haftadayım tatilimin ama ancak oturup yazabiliyorum. Çünkü sürekli ya dışardaydım ya uyuyordum. Resmen dönemin acısını çıkardım. Gerçi hala uykudan istediğimi alabilmiş değilim ve evde kalmayı özledim ancak sürekli bir plan bir program. Bakalım ne zaman kıçımın üzerine oturmayı becerebileceğim? Neyse efendim çok iç döktüm, kafa şişirdim.
Peki bu arada neler oldu?
Hattuşa'ya gittik teknik gezi vesilesiyle:
Oradaki bir vadiyle ilgili böyle ütopik bir şehir tasarladık:
En son olarak bitirme projesi tadında bir "Sky Dwellers" tasarladık:
Ve başka ilginç ne oldu? Geçen hafta yogaya başladım :) Herhangi bir beklentim olmadan, biraz annemin zorlamasıyla gittim ama çok sevdim. Hiç sektirmeden gidiyorum şu anda. Hem ruhen rahatlatıyor insanı hem de bolca hareket ettiğinden ötürü fiziken çok faydalı. İnşallah pek güzel sıkılaşacak vücudum, bakalım :)
Ee ben yokken neler oldu? :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder